Fenerbahçe'nin kötü oyunla kazanma hakkı yok mu?

Fenerbahçe’nin kötü oyunla kazanma hakkı yok mu?

Fenerbahçe’nin fiziksel açıdan yeterli olmayışı, uyuşuk ve hücumsal varyasyonlarda kısır kalışı, organizasyon eksikliği, bireysel performans düşüklükleri, Kartal’ın skoru artırmaya yönelik hamleler yerine bilindik değişiklikleri, yine Kartal’ın kriz anlarında telaşa kapılması ve gününde olan birkaç isimle skoru bulması, yine Fenerbahçe’yi ilgilendirir…

Tüm bu olumsuz etkenler ve gene yazıda saymaya devam edeceğimiz negatiflikler Fenerbahçe’nin kötü oynadığı bir günde kazanmasına engel değildir!

Fenerbahçeli oyuncular da en az rakipleri kadar Avrupa dönüşü yorgun olabilir, beklenmedik bir veda sonrası üzgün olabilir, teknik direktörlerinin tartışmaya açık hamleleri nedeniyle şüphe duyabilir, odaklanma problemi yaşayabilir…

Ama yine bu olumsuzlukların hiçbiri Fenerbahçe’nin kötü gününde kazanmasına engel değildir!

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal’ın ilk yarıyı heba edişi, rakibin oyunu geride kabullenerek savunma ve orta sahasıyla kompakt bir şekilde blokları kapatmasına çözüm bulamayışı, her zaman belirttiğimiz oyun aklı olan Edin Dzeko’yu gole ihtiyacı olan bölümde oyundan alışı, sakin ve organize hareket etmek yerine telaşla gol bulma çabası, nedendir bilinmez takımın en iyi, en istekli oyuncusunu son dakikada kenara alışı yine İsmail Kartal ve takımını ilgilendirir…

Tüm bu olumsuzluklar “Şampiyon takım kötü gününde de kazanmasını bilmelidir” deyişini söyleyememize etken değildir!

Fenerbahçe de rakipleri gibi geçerli ya da geçersiz bahanelere sığınabilir, uzun maratonda iniş-çıkışların normal olduğu savını öne sürebilir, son düzlükte mühim olanın oyun kalitesi değil, galibiyet olduğunu vurgulayabilir…

Beğeniriz ya da beğenmeyiz ancak Fenerbahçe’nin kötü gününde kazanmasına engel bir durum değildir!

Fakat…

Fenerbahçe özne olduğunda; zemin kötü olabilir, tribün şartları elverişli olmayabilir, hakem kötü olabilir, aleyhte her türlü karar çıkabilir ancak her şeye rağmen kazanabilmelidir anlayışı evvelden beri hakim bir görüştür ancak adil değildir!

PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

Oyuna geçersek…

Sivasspor defans hattı ve orta sahasıyla harika bir savunma örneği gösterdi.

Topu Fenerbahçe’ye veren Bülent Uygun’un öğrencileri, güvenli bölgede birleşik kalarak bloklar arası boşluk bırakmadan, faule bile gerek duymadan, formsuz ve arayışsız sarı lacivertlileri durdurabildi, ta ki Fred’in şapkadan tavşan çıkaran harika golüne kadar.

FRED’İN GOLÜ İLAÇ GİBİ GELDİ

Fenerbahçe; gole kadar ne şut denedi ne gedik oluşturamadığı cephe yerine kanatlarda etkili ikili oyunlar deneyebildi ne de savunma arkasında adam kaçırabildi.

Fred’in golü, kötü günündeki Fenerbahçe için tam bir nimetti.

KARTAL ÖNDE OLMANIN AVANTAJINI KULLANAMADI

Fenerbahçe’nin önde olması sonrası Sivasspor oyun anlayışında değişikliğe giderken sarı lacivertliler bu değişimi avantaja çeviremedi.

KOITA BİREYSEL ÇABASIYLA BERABERLİĞİ SAĞLADI

Fode Koita’nin bireysel çabasıyla gelen Sivasspor golünün ardından ilk yarının bir benzerini izlemeye başladık.

Çok etkisiz görünen Osayi Samuel ve performansının çok gerisinde olan Tadic değişiklikleri yerindeydi zira Fenerbahçe’nin sol kanadı işlemezken sağ taraf ise İrfan Can’ın çabasıyla ayaktaydı.

DZEKO ÇIKTI, AKSAKLIKLAR ARTTI

Edin Dzeko’nun yanına Batshuayi’yi almak yerine hücum hattını tamamen değiştirme düşüncesine gitti İsmail Kartal.

Dzeko’nun çıkışı sonrası Fenerbahçe topu üçüncü bölgede tutmakta zorlandı, organize ataklar yerine kanat ortalarına yöneldi.

İRFAN CAN AZMİYLE ÖNE GEÇİRDİ

İşler çıkmaza doğru giderken sahanın en iyilerinden biri İrfan Can Kahveci sahne aldı ve takımını öne geçirdi.

Ancak hakem yorumcularını da hayrete düşüren penaltı kararı sonucu belirledi…