ABD ile yeni bir dönem başlar mı?

abd ile yeni bir dönem başlar mı?

ABD ile yeni bir dönem başlar mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden’ı ilk resmi ziyareti mayıs başında gerçekleşecek.

Şimdiden ‘ekonomi’ konularını başa çekenleri okuyorum.

Ancak o kadar da öncelikli sıralarda değil.

Zira sıralama çok sık değişti.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle başlayan savaşta Türkiye’nin rolü ilk sıralardaydı örneğin.

Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımına onay vermesi ile birlikte.

Hamas-İsrail arasında ‘rehine takası’ da öncelikli oldu bir dönem.

Sonra İsrail saldırganlığının durdurulması…

Şimdi de İran-İsrail gerginliği…

Bu da değişir…

***

Türkiye için ABD ile ilişkilerde birinci öncelikli konunun yeri değişmedi: Terörle mücadele.

ABD’nin, adını SDG diye değiştirdiği, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye verdiği para, silah, mühimmat ve eğitim desteği.

Bu konunun içinde FETÖ ve diğer terör örgütleri de var. Türkiye, ABD’yi ‘yanlıştan dönmeye’ teşvik ederken, bir yandan da ‘kendi tedbirlerini’ almaya ve mücadelesini yükseltmeye devam etti, ediyor.

Son olarak Bağdat ve Erbil yönetimleriyle varılan anlaşmalar, Türkiye’nin öncelikle Irak’ın kuzeyinde PKK varlığını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir sürece gireceği şeklinde yorumlandı.

ABD ile de bu konuda bir anlaşmazlık yok.

Washington PKK’yı terör örgütü olarak listelediği için Türkiye’nin Irak tarafında yapacaklarına karşı çıkmıyor.

Aksine, PKK’nın YPG, YPG’nin de SDG’de kontrol sahibi olmasından çok memnun değil.

Zira PKK, ‘Fazla Amerikancılaştılar’ diye YPG’yi hesaba çekiyor, örgüt içi operasyon yapıyor…

***

Washington buluşmasından hemen önce PKK ile YPG/SDG elebaşlarından aynı zamanda ve aynı cümlelerle açıklamalar gelmesi bu açıdan önemli.

Hem ‘aynı örgüt’ olduklarının yeni bir göstergesi -ki yeni delile ihtiyaç yok- hem de ‘ABD bizi Kandil’de terk ederse Suriye’de de terk eder’ güvensizliğini yansıtıyor.

Zira Türkiye’nin de sadece Irak sınırında değil, Suriye sınırında da ‘teröristan’a izin vermeyeceğinin de farkındalar.

Aynı şekilde, hem Bağdat ve Erbil yönetimlerinin de PKK ve uzantılarını sınırları içinde ve ötesinde istemediğinin de bilincindeler.

AB, FİLİSTİN’İ TANIMAYI BAŞARABİLİR

7 Ekim 2023’ten sonra Filistin ile ilgili ‘manşetten’ iki konu gündemde oldu; önce Hamas’ın İsrail hedeflerine saldırısı, sonra da İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik vahşi soykırım saldırısı…

Meselenin özü en çok ve en ısrarlı şekilde Türkiye tarafından gündemde tutuldu:

1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve toprak bütünlüğüne sahip Filistin Devleti’nin tanınması.

***

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle yayınladığı mesajda, ‘BM kararları ve uluslararası hukuk temelinde, İsrail ve Filistin’in barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayacağı ve Kudüs’ün her iki devletin de başkenti olacağı iki devletli bir çözüme doğru kararlı ve geri dönülmez bir şekilde ilerlemenin zamanı çoktan geldi’ dedi.

***

Avrupa Birliği’nin, Bulgaristan, Çekya, Romanya ve İsveç’in de aralarında bulunduğu 9 üyesi, Filistin’in egemen devlet olma hakkını resmen tanıyor.

Ama AB kurumsal olarak bu konuda adım atmadı.

AB’nin resmi politikası, önce bir barış teklifinin uluslararası kabul görmesi, hayata geçmesi ve sonrasında tanıma yönündeydi.

Ancak bunun ‘böyle devam etsin’ demekten farkı yoktu.

Zira İsrail buna yanaşmıyor ve ABD de İsrail’in yanaşmadığı hiçbir şeye yanaşmıyor!

***

24 Kasım’da İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, ‘AB Filistin devletini tanımazsa İspanya kendi kararını alacaktır’ diyerek AB’yi zorladı.

İspanya, İrlanda, Slovenya ve Malta ile birlikte ‘tanıma’ kararı alacaklarını açıkladı. Belçika da onlara katıldı. Bugünlerde Norveç ve Portekiz’in de katılımıyla ortak bir karar almaları bekleniyor.

***

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de, egemen bir Filistin devletini resmen tanımaya hazır üye ülkeler arasında AB düzeyinde koordinasyon sağlamak için bir girişim başlattı.

Michel’e göre ‘eşgüdümlü tanıma’ daha güçlü bir etki yaratabilir. Michel’in, İsrail’i zorlamak için ‘AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’ gibi kozları kullanması gerektiğini söylemesi de bunun göstergesi.

***

Ancak bu girişim bir tehlikeyi de içinde barındırıyor:

‘Ortak karar verilemezse hiç karar verilemez.’

Zira, İspanya ve İrlanda’nın, İsrail saldırılarından sonra yaptığı ‘AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nı gözden geçirelim’ çağrısı, 27 üye ülke tarafından oybirliği desteğini alamadı.

Michel de bunun farkında ve ‘insan hakları bağlamında bu anlaşmaya uyulmadığı gerekçesiyle Komisyon’un anlaşmayla ilgili bir teklifte bulunabileceğini’ vurguladı.

***

Yukarıdaki tabloya bakılınca, Almanya ve Fransa’nın tutumu akla geliyor.

Özellikle Almanya’nın tutumu belirleyici olacak.

Zira Almanya’nın ABD’den bağımsız bir politika izlemesi kolay görünmüyor.

Aynı şekilde AB’den çok ABD’ye bağlı olan Çekya’nın da…

ABD ve Almanya, İsrail’e silah ve mühimmat satılmaması yönündeki toplumsal ve uluslararası baskıya 7 aydır direniyor.

***

Bu durum AB için daha ciddi bir sorunu da beraberinde getiriyor: Bölünme…

AB, hem Ortadoğu’da kurumsal arabuluculuk rolü üstlenmek istiyor hem Balkanlar’da buna ‘zorunlu’… Ama bölünmüşlük, her iki tarafta da, özellikle Doğu Avrupa ve Balkanlar’da Rusya’ya karşı ciddi zafiyet göstergesi olacak…

***

Bizim için önemli olan AB’nin bu durumunun Türkiye ile ilgisi.

AB, bu konularda Türkiye ile rekabet yerine birlikte çalışmayı seçerse tarihi bir dönüm noktası olabilir.

Hem Avrupa-Ortadoğu, Avrupa-Rusya ilişkilerinde hem de Avrupa’nın ABD’den bağımsızlığını kazanmasında!..

İlk adım da, ABD’yi ‘hayır’ demekte tamamen yalnız bırakacak Filistin’in tanınması için işbirliği ile atılabilir.

Bu bugün mümkün olmazsa, Filistin coğrafyasında İsrail sorunu, yakın gelecekte dünyayı daha büyük bir gerilime, hatta savaşa sürükleyecek.

EKONOMİ TARAFINDA AĞIR KONULAR VAR

İşin ekonomik yönü de önemli.

Zira hali hazırdaki yakışıksız ve haksız yaptırımlar, davaların da ötesinde, ABD’nin uluslararası ekonomik kuruluşlardaki ABD vatandaşlarına ‘talimat vermek’ gibi bir yöntemi de var!

Misal, Dünya Bankası’ndaki bir ABD’li yönetici, bankanın da ortağı olan bir ülkeye ilişkin herhangi bir imza atacaksa, bankanın çıkarlarını gözeten veya görevinin gerektirdiği profesyonellikle değil, ‘ABD çıkarlarına göre’ karar vermeye zorlanabilir.

Bunu eski başkan Trump, gayet veciz (!) bir şekilde ifade etmişti…

***

Türkiye’nin ekonomi alanında önceliği bu anlamda ABD’nin ‘şerrinden’ korunmak, Halkbank gibi siyasi davaların sonlandırılması, savunma sanayii ile ilgili ‘kişisel’ olanlar dahil ambargoların kaldırılması.

F-34 projesinden 1,4 milyar dolar civarındaki alacağın tahsili veya mahsubunu da ekleyelim.

Diğer kalemler, ekonomi gazetecilerinin uzmanlığına girer.

Bu başlıklarda bir gelişme olması halinde, ‘ikili ticaretin artırılması beklentisi’ sürecinden çıkıldı demektir.

SIKINTI GEÇENE KADAR ‘NEFES TUTMA’ KABİLİYETİ

İşsizlik oranı şubatta 0,3 puan azalarak yüzde 8,7’ye geriledi.

İşsiz sayısı 3 milyon 78 bin kişiye geriledi.

Gençlerin işgücüne katılımı yüzde 0,8 arttı.

Rakamlar iyiye işaret ediyor.

Ancak istihdam yaşında olduğu halde ‘atıl’ halde olan (işsizler, eksik istihdam ve iş aramayanlar vb) bir yüzde 24,5 var.

Bu hem bir sorun hem de büyük bir potansiyel.

***

Dünya Bankası hem kredilendirme hem de ekonomik görünümde Türkiye için olumlu adımlar attı.

Uluslararası bankalar da öyle.

Bayramda yurt içi ve yurt dışı seyahatler rekor kırdı.

Beklenen ziyaretçi sayıları 3-4 kat arttı.

En çok da Ege adalarındaki Yunan esnaf bayram etti!

***

Bu hareketlerin berekete dönüşmesi herkesin beklentisi.

Devletlerin gücü ‘çözüm üretebilme kabiliyeti’ ile ölçülür derler.

Dayanıklılığı da sıkıntı dönemlerinde ‘nefesini tutma kabiliyeti’ ile ölçülüyor olmalı.

News Related

OTHER NEWS

Sağlıklı Yaşam Merkezleri asırlık çınarların hizmetinde

SAĞLIK BAKANLIĞININ GENELGESİ DOĞRULTUSUNDA, 80 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLERİN AKTİF ÜRETKEN VE SAĞLIKLI YAŞAM SÜRMESİNİ DESTEKLEMEK AMACI İLE HASTANEDE SAĞLIKLI YAŞ ALMA MERKEZİ YANİ YAŞAM MERKEZİ HİZMET VERMEKTEDİR. Eskişehir İl ... Read more »

Tarihi ve kültürel eserlerin olduğu Taşhan Meydanı iyileştiriliyor

BİLECİK’İN GÖLPAZARI İLÇESİNDE BULUNAN TAŞHAN MEYDANI’NDA SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA VE CEPHE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI. Bilecik’in Gölpazarı ilçesinde bulunan Taşhan Meydanı’nda sokak sağlıklaştırma ve cephe iyileştirme çalışmalarına başlandı. Gölpazarı Belediyesi Taşhan Meydanı’nda ... Read more »

Küçükbaş hayvancılık destekleriyle hem hayvan sayısında hem verimlilikte artış hedefleniyor

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, “Sağlanan destekler, üretimin sürdürülebilirliği, küçükbaş hayvan sayısının ve verimliliğin artmasına vesile olması bakımından sektörümüz açısından son derece değerlidir.” dedi. Küçükbaş hayvancılık destekleriyle hem hayvan sayısında ... Read more »

Türkiyenin petrol ithalatı eylülde arttı

Türkiyenin petrol ithalatı eylülde arttı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun eylül ayına ilişkin “Petrol Piyasası Sektör Raporu”na göre, Türkiyenin toplam petrol ithalatı içinde en büyük kalemi oluşturan ham petrolde ithalat yüzde ... Read more »

Melikgazi Kayseri Basketbol, Eurocup’ta son 32 turunda

MELİKGAZİ KAYSERİ BASKETBOL, YARIN SON 32 TURUNA KALMAYI GARANTİLEDİĞİ EUROCUP WOMEN F GRUBU’NDA SON MAÇINI OYNAYACAK. Melikgazi Kayseri Basketbol, yarın son 32 turuna kalmayı garantilediği Eurocup Women F Grubu’nda son ... Read more »

Uzman isim uyardı: "Radyasyon maruziyeti, lösemi vakalarını artırabilir"

Kanser alanındaki çalışmalarıyla tanınan Emory Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Peker Barclift, İstanbul Atlas Üniversitesi’nde düzenlenen Kan Hastalıkları Sempozyumu’nda önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Deniz Peker Barclift radyasyon maruziyetinin artması nedeniyle ... Read more »

Van Gölü’nde dalgalar kartpostallık görüntüler oluşturdu

VAN’DA DÜN İTİBARİYLE ETKİLİ OLAN KUVVETLİ RÜZGAR BUGÜN ETKİSİNİ HAFİFLETİRKEN VAN GÖLÜ’NDE SABAH SAATLERİNDE OLUŞAN DALGALAR İSE KARTPOSTALLIK GÖRÜNTÜ OLUŞTURDU. Van’da etkili olan kuvvetli rüzgar nedeniyle Van Gölü’nde oluşan dalgalar, ... Read more »
Top List in the World