Bakan Fidandan Habertürke açıklamalar

bakan fidandan habertürke açıklamalar

Bakan Fidandan Habertürke açıklamalar

Bakan Fidandan Habertürke açıklamalar

Habertürkten Sena Alkan moderatörlüğünde Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yeşilkaya, akademisyen Abdullah Ağar ve gazeteci Ferhat Ünlünün sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidandan açıklamalar...

#canliyayin#100#pull-left#

Fidanın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Küçüklüğümden beri Türk milli güvenlik sistemine bütün olarak bakmaya odaklanmış biriyim. Bunun askeri, istihbarı birçok ayakları var. Bütün milli güvenlik disiplinlerinin alt dallarının kendine has özellikleri var. Dışişleri Bakanlığında MİTten daha stratejik konularda yer alıyorsunuz. MİTte ağırlıklı olarak operasyonel, kontrespiyonaj, istihbarat toplama oluyordu. Şimdi o bilgiyi kullanan makamdayız. Dışişleri Bakanlığında kapalı ve açık kaynaktan çok bilgiye ihtiyacınız var. Zihinsel, stratejik, perspektif olarak bakanlığın sorumluluğu biraz daha ağır.

Bayramın birinci günü İsviçrede Ukrayna Barış Konferansı vardı. Oraya görevlendirmişti sayın Cumhurbaşkanı. İkinci günü döndüm, annemin elini öpmeye gittim. Bayram esnasında da uluslararası ilişkilerde olaylar durmuyor. Sürekli mesai gerektiriyor. Bayramda bir yere gitmedim, burada Ankaradaydım.

TÜRKİYE, BRICSE ÜYE OLACAK MI?

Özellikle Cumhurbaşkanımızın vizyonu çerçevesinde uyguladığımız politikada eksen kayması gibi bir konuyu gündemimizden çıkaralı çok oldu. Bizim kendi menfaatimiz, ilkelerimiz, duruşumuz neredeyse onun arayışı içerisindeyiz. Ait olduğumuz ittifaklara muhataplarımızın bağlı olması da önemli. Alternatif ekonomik platformları yakından takip etme noktasındayız. Bricsi farklı yapan Rusyanın, Çinin orada olması. G-7 daha fazla siyasi konuların aynı medeniyet alanını düşünen ülkelerin bir araya geldiği yer. Brics, ekonomik amaçlı bir platform. Kural temelli, yapısal bir hali yok. Bricsin ABye nazaran farklı ve güzel tarafı bütün medeniyetleri, ırkları bünyesinde barındırıyor olması. Biraz daha kurumsal hale dönüşebilirse ciddi fayda üretir. Bizim buradaki ilişkilerimiz, diyaloglarımız son derece normal. Brics üyesi ülkelerle ilişkilerimizi iyi tutmaya çalışıyoruz. Dış ticaret hacminin en yüksek olduğu iki ülke Çin ve Rusya, Brics üyesi. Ülkemizin dış politika rotasını daha sağlıklı yürütebilmek için bu çerçevede bakmak lazım. İlişkimiz var, görüşmelerimizi, müzakerelerimizi yapıyoruz Brics üyesi ülkelerle. Onlar da zaten evrim sürecindeler. Bir Gümrük Birliği, ortak para birimi, serbest ticaret anlaşmalarının hayata geçtiği bir yer değil. Kredi verme sistemini çalışıyorlar. Kendi aralarında yerel para birimiyle ticaret yapıyorlar. Bu bizim de taraf olduğumuz konu. Dolarsızlaştırmada çalışmalar var. Siyasetin dayattığı bir strateji bu. Biz hem AB adaylığı hem diğer ekonomik işbirliği teşkilatlarında üyeliklerimiz var. Asya Pasifikteki devasa ekonomik platformda daha ileri üyelik için başvurumuz olması söz konusu. Platformların birbirlerine alternatif değil tamamlayıcı olarak görmek lazım.

ABde kural temelli bir işleyiş var. Biz AB ile olan ilişkilerimizin seyrinde bugünkü durumda olmasaydık, AB ileri adım atma konusunda irade koyabilseydi, aslında bizim buradaki belli konulara bakış açımız daha da değişebilirdi. Şu anda NATOda askeri ittifak konusu var. Ekonomik ittifak alanı aynı şekilde somut hale gelmiş değil. Dolayısıyla arayışlarımız devam etmiş durumda.

PUTİNLE HANGİ KONULARI GÖRÜŞTÜ?

Sadece sayın Putinle değil bütün aktörlerle bir araya geldik. Uzun görüşmelerimiz oldu. En sonunda sayın Putin tarafından kabul edildim. Sayın Cumhurbaşkanımızın gönderdiği mesajlar var. Onları detaylıca görüşme imkanımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki günlerde Kazakistanda bir araya gelme ihtimali olacak. Bizim Rusya ile şu anda Suriye alanı fevkalade önemli, ikili işbirliğinde enerji konuları fevkalade önemli, ticaret hacmi, Türk firmaların durumu var. Türk firmalarıyla bir araya geldim. Karşı karşıya geldiği konuları ele aldık. Genel itibarıyla memnunlar. Diğer taraftan Ukrayna meselesi fevkalade önemli. Biz durduğumuz yeri söyledik. Devam eden savaşın bölgeye ve dünyaya maliyeti çok fazla daha da vahimi bu risk büyüyebilir, yayılabilir. Coğrafi, metodik olarak yayılabilir. Nükleer silahlar gündeme gelebilir. Çin ve Rusya seyahatinde şunu gördüm. Savaş başka yere sıçramadı ama dünyada bölümlenmenin daha arttığını görüyoruz. Rusya, Çin, İran yapısal ortaklığa doğru gidiyorlar. Bu savaşın meydana getirdiği yaygınlaşma. Ukrayna konusunda barışın esas olduğunu, Rusyanın duruş belirlemesi gerektiğini muhataplarımıza ilettik. Nitekim 2 gün sonra Sayın Putin, Rusyanın Ukrayna savaşını durdurma şartlarını madde madde sıraladı.

Sayın Putinin bunu dile getirmesi önemliydi. Bizim en büyük endişemiz savaşın devam etmesi. 500 binden fazla öldüğü ülkenin altyapısı ile yok olmak üzere olduğu. Savaşın Rusyanın içine taşındığı durumdayız.

Müzakere süreci için bir zemini her zaman görüyorum. Ona biraz yardımcı olmak gerekiyor. Avrupada ve ABDde kritik seçimler var. Biraz beklenmesi yönünde gidişat var. Taraflar barışı, müzakereyi, diyaloğu dillendiren ilk taraf olarak pozisyonlarında zayıflık göstermek istemiyorlar. Ciddi seferberlik var. Bu yapısal hale dönüşüyor.

Sayın Putin başta olmak üzere nükleer silah kullanma noktasında tereddütü olmayacağını ifade ettiler. Bizim tam da ilk başından itibaren altını çizdiğimiz, uyardığımız konu. Savaş devam ettiği sürece bu risk devam edecek. Bundan kaçış yok. Her taraf oyun değiştirci yöntemleri kullanmak zorunda kalacak. Kıvılcımla başka yerlere sıçrama durumu var. Karadeniz havzasındayız. Güneyimizin, Akdenizin doğusunda devam eden İsrail yüzünden güvenlik sorunu, kaotik ortam var. Bunları iyi okumak, iyi yönetmek gerekiyor. Türk diplomasisinin savaşları durdurma noktasında çaba var. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi bu yönde.

"PUTİNİN TÜRKİYE ZİYARETİNİ BEKLİYORUZ"

Suriye ile ilgili Rusların ve bizim tarafın başardığı en önemli şey rejimle muhalifler arasında savaşın şu an itibariyle devam etmiyor oluşudur. Astana süreçleri başka formatlar şu anda bunu mümkün kılıyor. Bu sessizlik dönemini Suriye rejimi akıllıca değerlendirse. Yurt dışına kaçmış gitmiş milyonlarca insanı geri getirip, ülkeyi yeniden yaparak fırsat olarak değerlendirmeli. Rus meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde bunun altını çizdim. Suriyenin kendisi için yapması lazım bunu. Mültecilerin geri dönmesini önemli görüyoruz. İktidarı, muhalefetiyle bütünleşik bir hale gelmiş Suriyenin, PKK terörü ile mücadelede önemli aktör olacağını düşünüyoruz. İsrailin operasyon yapıyor olması, çeşitli milis gruplar meseleyi daha karmaşık hale getiriyor. Bizim dinamik politika önemli önemli.

Sayın Putinin Türkiye ziyaretini bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın davetleri olmuştu. Onların ve bizim seçim süreci oldu. Önümüzdeki günlerde bu konular oturulur, konuşulur diye düşünüyorum.

Washingtonda NATO zirvesinde önceliklerimiz, bir önceki yıl ve ondan önceki yıl Madridde şekillenen politikalarımızın devamı niteliğinde. Terörrle mücadele konusunda Türkiyenin endişelerini anlayacak ve kapsayacak hassasiyet gösterilmeleri. Madridde bunu gündeme getirdik, yapısallaştırdık. NATO ülkesi üyelerinin birbirlerine savunma sanayinde kısıtlama getirmemeleri konusundaki hassasiyetlerimizi dile getirdik. Büyük ölçüde giderdiğimiz, giderilmesi gereken konular var. Güney tabanlı tehditlerin yakından gözetilmesi önemli NATO ittifakı çerçevesinde. NATO üyelerinin kendi içinde dayanışmasının sayın Cumhurbaşkanımız tarafından gündeme getirilmesi sözkonusu olacaktır.

"YPG KONUSUNDA 2,5 ÜLKEYLE SORUNLUYUZ"

Bu konuda 2,5 aktif üye var YPG konusunda problemli olduğumuz. ABD, İngiltere ve biraz da Fransa. Amerikanın oradaki varlığını devam ettiriyor. Biz her düzlemde bu sıkıntıyı gündeme getiriyoruz. Bunun ittifakın ruhuna aykırı olduğu, Türkiyenin böyle bir gerçeklikle yaşamayacağı konusunda mümkün olan en üst diplomasiyi yürütüyoruz. Karşı taraf size anlamsız davranıyorsa burada kendi çıkarından ziyade size yönelik kasıt olduğu açıktır. Ortaya koyacağınız başka davranış modelleri var. Amerika ve İngilizlere hep şunu söylüyoruz; sizin terörle mücadelede hassasiyetin daha fazlasını biz PKK ile mücadelede taşıyoruz. Bu tehdit kendi kendini kaldırana ve başka şekilde kaldırılana kadar devam edeceğiz. Belli bir anlayış düzeyine ulaştığımızı düşünüyorum. Karşı tarafın elinde herhangi haklı argüman yok. Bunların bize karşı olmadıklarına dair ellerine argüman yok. Niyetlerimizin ne kadar ciddi olduğumuzu biliyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesini defaatle göstermiş durumdayız. Sabır ve akılla bu konuda belli bir noktaya gelinmesini, PKKnın aramızdan çekilmesini istiyoruz.

"AVRUPADA AŞIRI SAĞ PARTİLERİN YÜKSELİŞİNİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYORUZ"

AB meselesini sistemli bir şekilde konuşuyoruz. MİTte iken Avrupada aşırı sağı tehdit kategorisinde takip ettiğimiz konuydu. Aşırı sağı Avrupanın kendisi de tehdit olarak görüyor. Tehdit tanımına girdiğimiz için soydaşlarımıza tehdit oluşturan hususları da tehdit algılıyoruz. Aşırı sağın Avrupada sabıkalı bir tarihi var Avrupada Türk ve Müslümanlara yönelik olarak. Aşırı sağın yükselişi kimin için ne ifade ediyor Avrupada? Ben diyorum ki; Avrupa ülkeleri, özellikle merkezi Avrupa ülkeleri zaten Türkiye ile olan ilişkilerinde hep aşırı sağ iktidardaymış gibi politika izliyorlar. Biz Türkiyeyi ABye alırsak aşırı sağ güçlenecek diyorlar. Burada mesafeli politikadan bahsediyorlar. AB kendisini öyle yapıyor. Aksini ispat etmek durumunda olan onlar. Şu ana kadar ispat etmediler. Olanı anlatıyoruz, suçlamıyoruz. Türkiye ile olan ilişkilerinde aşırı sağ iktidardaymış gibi oldu. Biz bazen diyoruz ki, kendileri gelse de onlarla görüşsek. Hitlere karşı, faşistlere karşı savaş vermiş bir Avrupa var ama şimdi o temellere ters bir Avrupa var. Kendi eleştirisini yapmadı, bugün bunu yaşıyor. Avrupa aşırı sağın kendi içindeki problemler, dinamiklere yakından bakıldığında enteresan açmazları içeriyor. Orada da çok ciddi zavallılık ve tarihsel zavallılık sözkonusu.

Avrupadaki değerlerin aşındırılması durumu. Avrupalı sağcı liderle de konuştum. Acayip bir kafa karışıklık var. Aile sisteminin yok olduğunu söylüyorsunuz, bunun yanında bunu savunan Müslüman nüfus var. Göçmen karşıtı olmakla medeniyet karşıtı olmanın arasına sınır çizmeniz lazım diyorum. Cevap yok, haklısın diyorlar. Kestirmeden, oy kazanmak için kimlik siyaseti yapıyorlar. Yabancı olanın kötü ve tehdi olduğunu söyleyerek oy topluyorlar. Türk dünyasına karşı, İslama karşı ötekileştirme harekiti Avrupada kendini var eden değerler zincirinin tersi. Bu imtihanı nasıl aşacaklar göreceğiz. Bazen bakıyorsunuz, onlar da kendi pragmatizmlerini ortaya koyuyorlar.

Bizim en büyük hazırlığımız tehdidin geldiğini görüp, o sınırlar içinde egemen olan aktörle oturup konuşmak, meselenin takibini yapmak. Bu konu bazen kamusal siyaseti ilgilendirdiği için hassas oluyor. Kendi siyasal tabanlarından dolayı bu konuyu konuşmak istemiyorlar. Türklerin, müslümanların durumu ne olacak? Konsolosluklarımız sürekli bizi bilgilendiriyor. Trendleri görüyoruz. Provokasyon mu var, seçimlere yakın mı oluyor, ekonomi kaynaklı mı?

"AVRUPALI LİDERLERDE SAHİCİLİK YOK"

Avrupa Birliğinde jeostratejik çerçeve üzerinden üyelik ilişkilerinde teknokratlarla konuştuğunuzda Avrupanın daha bağımsız, kendinden emin bir jeostratejik aktör olması için Türkiye ile beraberliği önemli. Hatta Türkiyenin beraberinde getirdiği dünyanın burada olması daha önce başlatılan medeniyetler ittifakı kavramının burada somutlaşma meselesi insanlık ve Avrupa için bir fırsat. Bu ABde çok rahat tartışılan konu değil. Avrupadaki siyasal partiler kimlik siyaseti yaptığı için. Jeostratejinin faydasını sokak diline indirmede bir problem alanı var. Bütün demokrasilerde bu alan problemli alan. Sahici bir deneme içine giren de yok. Sahici liderlik gösteren, Cumhurbaşkanımıza da arkadaşlık yapmış Avrupalı liderler vardı. Şimdi görmüyoruz. Farklı bir şey söyleyen yok. Herkes ucuz yoldan oy alıp iktidarda kalma peşinde. Jeostratejik olarak atmadığınız adımların halkın ekonomisini, sağlığını, güvenliğini nasıl etkilediğini anlatmıyorsunuz. Bunu anlatmadığınız zaman bugünkü sorunlarla karşılaşılıyor. ABnin karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri de transatlantık yapı içinde ne kadar otonom hale gelecekler ne kadar ABDye bağlı kalacaklar? Bu mümkün mü? Avrupa kendi barışını devam ettirebilecek mi? Daha yaşamsal konu bu.

Bence dünya bu tehdidi ciddiye almalı. Bu gerçekten hesabı kitabı yapılmış mesele. Gazzedeki katliam, soykırım insanlığı ortadan ikiye bölen soykırım. İnsanlığın aynı noktaya geldiği konu. Bunun karşısında duran bir yapı var. Bu yapının Ukraynada devam eden bir sorunsalı var. İki savaş, dünyadaki ekonomik rekabet, yapay zekanın beklenmedik atağa kalkmasıyla teknolojik üstünlük kimde olacak? sorusunu birdenbire öne çekilmesi. Normal piyasa şartlarında giden bir konu. Şimdi burada ortaya çıkan potansiyeli o kadar büyük ki.

Teknoloji tarihinde şöyle bir şey oluyor. Buna ömür biçenler vardı. Daha hızlı gerçekleşti. Şimdi bunun üzerine yapay zekayı hayata geçirmenin yolu yüksek kapasiteli mikro işlemcileri geliştirmek. Grafik tabanlı mikro işlemcileri geliştiren firma dünyanın en değerli şirketleri oldu.

GAZZEDE ATEŞKES NEDEN BAŞLAMIYOR?

Netanyahu liderliğindeki İsrail sisteminin Haması bahane ederek Filistin direniş hareketini tamamıyla yok etmek, yıllardır devam ettirdiği işgali meşrulaştırmak ve kurumsallaştırmak şeklinde kurduğu politika var. Sistemli bir savaş planını sonuna kadar uyguluyor. Avrupalı devletler ve ABD İsrailin bu politikasını destekleme konusunda çok şey yaptılar. Devam eden katliamın hala devam ediyor olması, uluslararası sistemin bir şey yapmamış olması, şu anda büyük fay kırılmalarını daha sonra etkilerini göstereceği realiteyle karşı karşıyayız.

Burada bir olay oluyor, etki oluşturuyor. O etki başka konularla etkileşime girerek başka bir oluşa dönüşüyor. Gazzedeki savaş ve dünyanın bölünmesi, büyük çoğunluğun Filistinin yanında yer alması dünyanın gidişatı açısından önemli. Eğer iki devletli çözümü bir an önce İsraile dayatıp Senin artık başkasının toprağını çalmakla işin yok demeliydi. Bu olsaydı muazzam barış çıkardı. Herkesin barış içinde yaşadığı bölge. Bölgede muazzam altyapı var. Tehdidin yaygınlaşması şu anda savaşın yayılıyor olması büyük sıkıntı. Bu şunu gösteriyor Hamasla ilgili öncelikle askeri hedeflerinin gerçekleştirildiği noktada İsrailin bir sonrası düşman kategorisine soktuğu Hizbullaha saldıracağı varsayılıyor, Lübnana saldıracağı.

"İSRAİL, GKRYYİ LOJİSTİK ÜS YAPTI"

Burada büyük bir yayılma tehdidi, tehlikesiyle karşı karşıyayız. İsrailin soykırımı devam ettiği sürece bu risk devam edecek. Şimdi de özellikle Lübnanın gündeme gelmesi. Lübnandaki aktörlerin Kıbrısı tehdit etmesi bunun habercisi. Suriye alanında devam eden operasyonlar var. Şu anda bunlar düşük yoğunluklu giden çatışmaların başka aktörleri de içine çekmesi sözkonusu. Rum yönetiminde Avrupalı aktörleri baştan beri uyarıyoruz. Buranın operasyon merkezi haline dönmüş olması. Güney Kıbrıs Rum Kesiminin Gazzeye yönelik operasyonlarda belli ülkeler tarafından üs olmasını istihbaratlarda sürekli görüyoruz. Bunu gündeme getirince birdenbire lojistik üs ilan ettiler. Oranın askeri üs olma özelliğini gizleyen faaliyet haline dönmesi olması. Ortadoğuya yönelik operasyonlar için kullanıyor olması Rum kesimi ve Yunanistana faydası olmaz. Ortadoğuda devam eden savaşlara taraf olduğunuzda o ateş gelir sizi de bulur. Biz de aynı coğrafyadayız, gelir bizi de bulur.

Bölge aktörlerinin şunu görmesi lazım. Orada ciddi askerileşme var. Onun önüne geçilmesi lazım. Buraya yönelik bir şey gelmesin.

"BYLOCKUN DEŞİFRE EDİLMESİ, FETÖYLE MÜCADELEDE DÖNÜM NOKTASI"

ByLockun deşifre edilmesi FETÖ ile mücadelede dönüm noktası. Deşirfe edilmesi ile FETÖ hayalet olmaktan çıktı. Toplumda yüzlerine taktıkları bir kimlik var. İnsanlar böyle yetiştiriyorlar. Bir zombi sürüsüyle karşı karşıyasınız. Şizofrenik hayat yaşıyorlar. Bu yapısallığı keşfettikten sonra, örgüt liderinin olaylardan sonra kendi sesine petrol rafinerisi, ananas vs. medyaya düşünce örgüt birden bire internet tabanlı haberleşmeye geçti. Bunu örgüt mensupları arasında yaygınlaştırdı. Normal muhabere sistemlerinde telefon kullanırken burada herkese verdiler. Bunun inanılmaz güvenli olduğunu düşünüyorlardı. Gerçekten 2-3 arasında yapılan kodlamanın kırılması mümkün değil. ByLock meselesine geçtiklerinde, özel birim kurduk. İnsan istihbaratıyla aldık bunu. Buna yönelik özel teknik birim kurduk, başındaki arkadaşı yetkilendirdik, varını gücünü buraya harca gel dedi. Bir müddet sonra efendim bunu çözmemiz imkansız. Ben de bir insanın ürettiği bir şeyin başka bir insanın kırması gerekir dedim. Kaynak lazımdı. Bu işi mümkün hale getirdiler, madalya falan aldılar. ByLock çözülüncü FETÖ hayalet olmaktan çıktı. Buradaki örgüt mensuplarının kimlikleri değil, haberleşmeler deşifre edildikçe, ne yapıyorlar, ne ediyorlar, muazzam bir şey oldu. İçişleri ve Adalet Bakanlığını bilgilendirdik Cumhurbaşkanımıza arz ettikten sonra. Ankara Emniyetinde birim kuruldu. Gece gündüz çalıştılar. ByLocktan istifa etme yıllar boyu sürdü.

Ayrıntılar geliyor...

OTHER NEWS

1 hour ago

On binlerce ton saman balyası kül oldu

1 hour ago

Şekerbank'ta hisse devri gelişmesinin ardından hisse tavan fiyatına yükseldi

1 hour ago

Ultra lüks villaya kaçak kat çıktı

1 hour ago

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Milli Meclisi feshetti

1 hour ago

Fenerbahçe'den müthiş transfer! 3 yıllığına anlaşma sağlandı

1 hour ago

Kenya'da mahkeme ordunun sokaklara inmesine izin verdi

1 hour ago

Alman futbolunun efsane kalecisi Eike Immel cebinde 2 sterlin ve arkadaşlarının yardımlarıyla yaşamaya çalışıyor

1 hour ago

Meloni'nin partisinin gençlik kollarından sızan videolar ortalığı karıştırdı… ‘Yanlış eve girmişler’

1 hour ago

Erdoğan: Suriye kardeş halkımız, ilişki olmamasına sebep yok

1 hour ago

Meteoroloji’nden kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına uyarısı

1 hour ago

Kozan’da ağır hasarlı binaların yıkımına 18 ay sonra başlandı

2 hrs ago

TSK personel kanunu Resmi Gazete’de yayımlandı

2 hrs ago

Son Dakika Haberleri: Ata’nın katili ile babasından şok ifade! Detaylar...

2 hrs ago

İmamoğlu: 60 kat bina olur mu, bir binada 650 daire olur mu; "Gökyüzünü ben satarım ona göre de yerim" diyeni seçtirmeyeceksiniz

2 hrs ago

Spor salonuna girmesi yasaklanan teyzelerden pitonun yuttuğu kadına kadar hazirandaki tuhaf olaylar

2 hrs ago

Samsun’da dehşet! Eşini yaralayıp intihar etti

2 hrs ago

Binalara tırmanan sansarı görenler şaşkına döndü

2 hrs ago

Mardin’deki hasta bebek ambulans uçakla İstanbul’a sevk edildi

2 hrs ago

Bu iki fotoğraf aynı gün çekildi! Tişört ile çıktı, kar montuyla geri döndü

2 hrs ago

Tradewind Finance kullanıcılarının KOBİ Günü’nü kutladı

2 hrs ago

Havalandırma boşluğuna düşen yavru kedi böyle kurtarıldı

2 hrs ago

'Sapıktır' yazıp fotoğrafını duraklara astılar! Görenler şok oldu: İnşallah böyle bir durum yoktur

2 hrs ago

Uçurumdan düşen inek kurtarılmayı bekliyor

2 hrs ago

O kadar da hevesliydi... Düğüne 4 gün kala nişan bozuldu... Gelinliği dolapta asılı kaldı

2 hrs ago

Faciaya 10 kala... Çatırtı sesini duymasalar öleceklerdi

2 hrs ago

Japonyada enflasyonda hızlanma eğilimi

2 hrs ago

İyi ki doğdun Hüseyin'im... Bebeğinizin doğmasını sabırsızlıkla bekliyorum

2 hrs ago

Ticaret Bakanı Bolat: "Gri listeden çıkarılmış olmak, uyguladığımız politikaların başarılı olduğunun göstergelerinden biri oldu"

2 hrs ago

Japon yeni 38 yılın en düşük seviyelerine geriledi

2 hrs ago

Trabzonspor, Cihan Çanak ile 3+1 yıllık anlaşma sağladı

2 hrs ago

CAC 40 endeksi seçim öncesinde düzeltmeye yaklaşıyor: Düşüşü satın mı alacaksınız?

2 hrs ago

Brüt borç stoku 8,6 trilyon lira oldu

2 hrs ago

Denizbank/Ateş: Enflasyon bataklığını kurutmak gerekir

2 hrs ago

Büyükşehirde banka promosyonları Pazar günü hesaplara yatırılıyor

2 hrs ago

TCMB, "Sektörel Enflasyon Beklentileri"ni yayınladı

2 hrs ago

MHP'li Semih Yalçın: Özgür Özel yanlış yolda olduğunu kafasına çuval geçirildiğinde anlayacak

2 hrs ago

Hakan Arslan, Sivasspor’dan ayrıldı

2 hrs ago

Dış ticaret açığında gerileme

2 hrs ago

Kral Charles’ın doğum günü İstanbul’da kutlandı

2 hrs ago

Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri imar sorununda tek çatı altında