Çin, elektrikli araçlara uygulanan gümrük tarifelerine misilleme olarak AB’den domuz eti ithalatına soruşturma başlattı
Çin, Avrupa Birliği’nden ithal edilen bazı domuz ürünlerine yönelik anti-damping soruşturması başlattı; bu hareket, AB’nin Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara (EV’ler) yüksek vergiler uygulamasına misilleme olarak görülüyor.
Bu gelişme, kendi yerel endüstrilerini korumak için düzenleyici araçlardan yararlanan iki ekonomik dev arasındaki ticari gerilimlerin arttığına işaret ediyor.
Soruşturmanın kapsamı
Soruşturmada, geçen yılın 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasındaki dönemde domuz eti ürünlerine yönelik ithalat dampingi değerlendirilecek.
Ayrıca Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre soruşturma, 2020’nin ilk gününden 2023’ün son gününe kadar dört yıllık bir süre boyunca endüstriyel hasarı değerlendirecek.
Soruşturma, Çin Hayvan Tarımı Birliği’nin (CAAA) yerli domuz eti endüstrisinin çıkarlarını temsil eden 6 Haziran’da yaptığı başvurunun ardından geldi.
CAAA, AB’yi domuz ürünlerini Çin’e düşük fiyatlarla satarak yerel üreticileri ve ilgili yetiştirme endüstrilerini olumsuz yönde etkilemekle suçladı.
Çin’de domuz eti tüketimi ve ithalatının ölçeği
Gümrük verilerine göre, dünyanın en büyük domuz eti tüketicisi olan Çin, 2023’te 6 milyar dolar değerinde domuz eti ithal etti ve bu ithalatın yarısından fazlasını AB oluşturdu.
AB içinde İspanya, toplam 1,5 milyar dolarlık sevkiyatla Çin’e en büyük domuz eti ihracatçısı olurken, onu Hollanda ve Danimarka takip ediyor.
CAAA tarafından yapılan iddialar
CAAA, AB’nin Çin’e domuz eti ihracatının, bloğun domuz eti sakatatı yememek gibi tüketim alışkanlıkları ve önemli sübvansiyonlar nedeniyle arttığını savundu.
Dernek ayrıca, AB’nin domuz eti üretimindeki “muazzam” kapasite fazlasının, Çin’e yönelik düşük fiyatları ve yüksek ihracat hacimlerini artıran bir faktör olduğunu belirtti.
CAAA, bu faktörlerin Çin’in yerel domuz eti endüstrisinin rekabet gücünü zayıflattığını ve yerel çiftçilerin çıkarlarına zarar verdiğini iddia ediyor.
AB Ticaret Odası’nın yanıtı
Çin’deki Avrupa Birliği Ticaret Odası, soruşturmayı şaşırtıcı olarak nitelendirmedi ve bir yargı bölgesinin soruşturmasının misilleme amaçlı bir soruşturmayı tetiklemesinin alışılmadık bir durum olmadığını belirtti.
Yapılan açıklamada, “Avrupa Odası, bu tür ilkelerin tüm piyasa katılımcıları için güvence altına alınması amacıyla gerçeklere dayalı bir soruşturma görmeyi bekliyor” dedi. “Oda her iki tarafı da iş ortamını depolitize etmek ve altta yatan nedenleri ele almanın yollarını bulmak için harekete geçmeye teşvik ediyor.”
AB’nin Çin’deki elektrikli araçlara uyguladığı tarifeler
Bu soruşturmanın arka planında, AB’nin geçtiğimiz hafta, Çinli yetkililerle devam eden görüşmelerin tatmin edici bir çözüme varmaması halinde, 4 Temmuz’dan itibaren Çin’de üretilen otomobillere %38’e varan gümrük vergileri uygulayacağı yönündeki duyurusu yer alıyor.
Bu karar, Avrupa Komisyonu’nun Ekim ayında akülü elektrikli araçlara (BEV’ler) yönelik yaptığı ve küresel pazarların “devasa devlet sübvansiyonları” nedeniyle fiyatları yapay olarak düşük tutulan daha ucuz EV’lerle dolu olduğunu tespit eden soruşturmanın ardından geldi.
İthalattaki bu artış Avrupa otomobil pazarını önemli ölçüde etkiledi.
Etkilenen şirketler arasında dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan BYD %17, Geely %20 ve SAIC %38,1 ile en yüksek tarifeye tabi olacak.
Çıkarımlar ve geleceğe bakış
Çin ile AB arasında devam eden ticari gerilimler, küresel ticari ilişkilerin karmaşıklığını vurguluyor; özellikle de her iki bölge de uluslararası ticaret düzenlemelerine bağlı kalarak kendi yerel sanayilerini korumakla boğuşuyor.
Çin’in AB’den domuz eti ithalatına ilişkin araştırmasının sonucu ve Çin’in elektrikli araçlarına yönelik potansiyel vergi uygulamasının, ilgili endüstriler ve daha geniş ticaret dinamikleri üzerinde önemli etkileri olması muhtemeldir.
Her iki tarafın da daha fazla tırmanmayı önlemek ve karşılıklı yarar sağlayan çözümler bulmak için bu anlaşmazlıkları dikkatle ele alması gerekecek.
Çin’deki Avrupa Ticaret Odası’nın önerdiği gibi iş ortamını depolitize etme çabası, ticari anlaşmazlıkların çözümünde daha işbirlikçi bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın altını çiziyor.