Türkiye'de içki sadece içki değildir

Vergi adı altında içki içmenin cezası kesiliyor

türkiye'de içki sadece içki değildir

Türkiyede içki sadece içki değildir

Mersin Pozcu sahilinde bar

Mersin Belediyesi, Pozcu sahilinde alkollü içkilerin uygun fiyata satılabildiği yeni bir bar açtı. İktidar çevreleri buna tepki gösterdi. Bu tepkileri sıradan bir sağlık politikası meselesi olarak görmemek gerekir. Zira Türkiye’de “içki sadece içki değildir.”

Bunun böyle olduğunu, Türkiye işgal altındayken (1920) bile TBMM’de kimi mebusların içki yasağı getirilmesini istemesinden ve siyasi çekişmelerin “Men’i Müskirat Kanunu” üzerinden yapılmasından anlayabilirsiniz.

Sonraki yıllarda tutucu muhalefetin, Atatürk’ün rakı masasını diline doladığı da bir gerçektir.

Bu türden vakalar, Cumhuriyet tarihi boyunca bolca vardır. Listelemeye kalksak belki bir kitap dahi çıkar.

Ama bu konudaki en hızlı dönüşüm, sanırım geçtiğimiz on, on beş yılda oldu.

Bu konuda 2010 referandumu önemli bir dönemeç sayılabilir. Şöyle ki referandumdan kısa bir süre sonra “24 yaş altındaki bireylerin bulunduğu etkinliklerde alkol satışı yapılamayacağı”nı öngören bir Yönetmelik konuldu.

İçki yasakları başladı, Taksim ve Moda’da bu düzenleme protesto edildi. Bu tepkilere (dönemin başbakanı) R. T. Erdoğan’ın yanıtı, aşağılayıcı bir tonla “tıksırına kadar içiyorlar karışmıyoruz” biçimindeydi. O günlerde de “Yaşam tarzlarına karışmıyoruz” söylemi egemendi. Oysa kısa bir süre sonra bizzat TBMM lokantalarında alkollü içkiler kaldırılmıştı.

Peşi sıra 22.00’den sonra alkol satışı yasaklandı.

Üniversitelerde içki içilmesini yasaklayan ve televizyonlarda (güya) “içkiyi özendiren” görüntüler de yasaklandı.

Haklarını yemeyelim CHP’li milletvekilleri, kanunun geçmemesi için aktif bir çaba içindeydiler. Dışarıda da bunu protesto edecek olanlar çıktıysa da o yılların “açılım süreci”nin taze aktörleri bir bakıma “şimdi sırası mı” deyip bu “laikçi” tepkileri yerdiler. İyi hatırlıyorum.

Bu yöndeki fiili sınırlamalar devam ederken Gezi Parkı olayları yaşandı. Hatırlayanlar bilirler: Gezi’yi -en azından biçimsel olarak- başlatan söylemlerden biri, R. T. Erdoğan’ın (Atatürk ve İnönü’ye atıf yapıldığı düşünülen) “iki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da, dinin emrettiği bir yasanın sizin için neden reddedilmesi gerekiyor” sözüydü.

Sayın Erdoğan, sonradan bir TV programında yanlış anlaşıldığını söyleyip özür dilemişse de o yayında “her içki içen alkoliktir” diyerek yangını körükleyen bir tartışma başlatmıştı.

İçki karşıtı tutum, Gezi eylemleri sırasında da sürdürülmüş; Gezi Parkı eylemine katılanlara dönük “camide içki içiyorlar” söylemi tedavüle sokulmuştu. (Bezm-i Alem Valide Sultan Camii müezzini bunu yalanlamıştır.)

O günlerde “Kabataş Yalanı”nın versiyonlarından biri, başörtülü bir kişiyi “ellerinde bira olan” üstü çıplak adamların dövdüğü idi.

Gezi bitti ama yasaklar kaldı. İçki, kamusal olarak gitgide bar ve meyhaneler ile konser alanlarına sıkıştırıldı. Hatta sponsorluk yasakları da devreye girince bu marj iyice daraldı. Yeni ruhsatlar verilmediği için alkollü mekânlar iyice sıkıştı. Belediye tesislerindeki içki yasakları, bütün kamusal tesislere (öğretmenevleri, polisevleri vs.) yayıldı; sahillere kadar uzandı.

Beyoğlu gibi ülkenin en önemli kültür sanat merkezinde içkili mekânlar, sokaklardaki masaların kaldırılması politikası görüntüsü arkasında baskılandı. Bütün bu politikalar “alkolizm” ile mücadele gibi bir amacın arkasına saklandı ama gerçekte bu belli bir İslami yaşam tarzının tüm topluma dayatılmasıydı.

Pandemi döneminde de salgınla hiçbir doğrudan ilişkisi olmamasına rağmen hafta sonları içki satış yasakları getirilmişti. Yani bu konuda bulunan her fırsat değerlendirildi.

Yasağın getirilemediği yerde ise bir bakıma ceza niyetine yüksek vergiler kesildi, kesiliyor.

Bunun bir ceza olduğu sayılarla sabit aslında: Benim reşit olduğum yıl (2002) 70’lik rakının fiyatı 8,25 TL idi. Bugün 700 TL. Yani 22 yılda yaklaşık 85 katı bedele vardı. Bu yüksek bedelde alkollü içkilere özel tüketim vergisi yüklenmesinin payı var. Öyle ki içkide vergi miktarı oranı yüzde 250’yi aşmış hâlde. Yani bir bakıma devlet cezayı peşin alıyor.

Bir benzetme yapayım: Fatih Kanûnnamesi’nde (md. 15) “Eğer bir kişi hamr içse, kadı ta’zir ede, iki ağaca bir akçe cürm alına” deniyor. Sünnet gözetilerek alt sınırdan 40 sopa (bkz. Tirmizî/Ebû Saîd vd.) verilse, para cezasının karşılığı 20 akçeye denk geliyor.

Birebir uyarlamak mümkün değil biliyorum ama kaba bir hesapla, 1 akçe aşağı yukarı 0,7 gram gümüşten oluşuyor.

Dolayısıyla para cezasının günümüzdeki karşılığı yaklaşık 400 TL gibi bir şey.

Bir litre rakıdan alınan ÖTV oranına bakarsak Osmanlı hukuku dimdik ayakta duruyor.

Vergi adı altında içki içmenin cezası kesiliyor.

Mersin’deki meseleye buralardan bakılmalı, bu girişim bir giderim olarak görülmeli.

Tolga Şirin kimdir?

Tolga Şirin, İzmir’de doğdu. İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’nda doçent olarak çalışmaktadır.

Hukuk alanındaki lisans ve lisansüstü eğitimini Marmara Üniversitesi’nde tamamladı. Lisans eğitimi sonrasında Londra Birkbeck Üniversitesi’nde insan hakları hukuku eğitimi aldı; doktora ve doktora sonrası aşamalarda Köln Üniversitesi Doğu Hukuku Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yaptı.

TÜBİTAK Sosyal Bilimler Programı ve Raoul Wallenberg Enstitüsü bursiyeridir.

Aybay Vakfı (2010) makale yarışması ödülünün sahibidir.

2006-2008 yılları arasında İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi yürütme kurulu üyeliği yaptı.

Ondan fazla kitap ve çok sayıda makalesi olan Şirin, İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Geçmişte Radikal ve BirGün gazeteleri ile Güncel Hukuk dergisinde güncel yazılar yazan Şirin, haftalık yazılarını 2020’den beri T24’te yayımlamaktadır.

]]>

News Related

OTHER NEWS

Sağlıklı Yaşam Merkezleri asırlık çınarların hizmetinde

SAĞLIK BAKANLIĞININ GENELGESİ DOĞRULTUSUNDA, 80 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLERİN AKTİF ÜRETKEN VE SAĞLIKLI YAŞAM SÜRMESİNİ DESTEKLEMEK AMACI İLE HASTANEDE SAĞLIKLI YAŞ ALMA MERKEZİ YANİ YAŞAM MERKEZİ HİZMET VERMEKTEDİR. Eskişehir İl ... Read more »

Tarihi ve kültürel eserlerin olduğu Taşhan Meydanı iyileştiriliyor

BİLECİK’İN GÖLPAZARI İLÇESİNDE BULUNAN TAŞHAN MEYDANI’NDA SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA VE CEPHE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI. Bilecik’in Gölpazarı ilçesinde bulunan Taşhan Meydanı’nda sokak sağlıklaştırma ve cephe iyileştirme çalışmalarına başlandı. Gölpazarı Belediyesi Taşhan Meydanı’nda ... Read more »

Küçükbaş hayvancılık destekleriyle hem hayvan sayısında hem verimlilikte artış hedefleniyor

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, “Sağlanan destekler, üretimin sürdürülebilirliği, küçükbaş hayvan sayısının ve verimliliğin artmasına vesile olması bakımından sektörümüz açısından son derece değerlidir.” dedi. Küçükbaş hayvancılık destekleriyle hem hayvan sayısında ... Read more »

Türkiyenin petrol ithalatı eylülde arttı

Türkiyenin petrol ithalatı eylülde arttı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun eylül ayına ilişkin “Petrol Piyasası Sektör Raporu”na göre, Türkiyenin toplam petrol ithalatı içinde en büyük kalemi oluşturan ham petrolde ithalat yüzde ... Read more »

Melikgazi Kayseri Basketbol, Eurocup’ta son 32 turunda

MELİKGAZİ KAYSERİ BASKETBOL, YARIN SON 32 TURUNA KALMAYI GARANTİLEDİĞİ EUROCUP WOMEN F GRUBU’NDA SON MAÇINI OYNAYACAK. Melikgazi Kayseri Basketbol, yarın son 32 turuna kalmayı garantilediği Eurocup Women F Grubu’nda son ... Read more »

Uzman isim uyardı: "Radyasyon maruziyeti, lösemi vakalarını artırabilir"

Kanser alanındaki çalışmalarıyla tanınan Emory Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Peker Barclift, İstanbul Atlas Üniversitesi’nde düzenlenen Kan Hastalıkları Sempozyumu’nda önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Deniz Peker Barclift radyasyon maruziyetinin artması nedeniyle ... Read more »

Van Gölü’nde dalgalar kartpostallık görüntüler oluşturdu

VAN’DA DÜN İTİBARİYLE ETKİLİ OLAN KUVVETLİ RÜZGAR BUGÜN ETKİSİNİ HAFİFLETİRKEN VAN GÖLÜ’NDE SABAH SAATLERİNDE OLUŞAN DALGALAR İSE KARTPOSTALLIK GÖRÜNTÜ OLUŞTURDU. Van’da etkili olan kuvvetli rüzgar nedeniyle Van Gölü’nde oluşan dalgalar, ... Read more »
Top List in the World