Alaçatı’nın öze dönmesine gerçekten ihtiyaç var
GEÇEN gün de yazdım.
17’inci Alaçatı Ot Festivali’nin sloganı “öze dönüş” tü.
Türkiye’de her yeri her yere benzetme gibi kötü bir alışkanlığımız var.
Belki de Alaçatı’yı farklı kılan, öne çıkaran da bu oldu.
Mimarisi korunmuş, kentleşme süreci son derece doğru yönetilmiş, yeni yapıların da eskiye göre uyarlanmış olması Alaçatı’yı bir anda konuşulur hale getirdi.
Bu kadar değil tabii…
Mimarisi kadar sosyal hayatı da dikkat çekiciydi.
Şef restoranlar açılmaya başlanmış; gastronomide önemli bir adres haline gelmişti.
Butik otellerin sayısı arttıkça farklı bir turizm kültürü de gelişmeye başladı.
Kültür sanatla da öne çıkan bir Alaçatı yaşanmaya başlamıştı.
Fazıl Say’ın piyanosuyla Alaçatı sokaklarında konser verdiği, Kerem Görsev’in jazz yaptığı o geceleri unutmayalım.
Sokağa taşmayan müziğiyle, şık restoranlarıyla, kültür sanat etkinleriyle Alaçatı Bodrum kadar popüler olmaya başladı.
Sonra…
Dediğim gibi her yeri her yere benzetme huyumuz buraya da sıçradı.
Sokağa taşmayan müzik sabahlara kadar devam eden müziğe bıraktı kendini…
Şefler umduğunu bulamayınca restoranlarını taşıma kararı verdiler.
Butik otelleriyle öne çıkan ilçeye gelenler odalarına çekilse bile uyuyamadıkları için bir daha gelmemeye başladılar.
Restoranların sokağa taşan masalarından yürüyemeyenler yazları bile Alaçatı’ya uğramaz oldular.
Evet…
Bütün bunları düzeltmek mümkün.
Çünkü iyi bir başlangıç var.
Alaçatı’yı Türkiye’nin gündemine getiren, dünyaya tanıtan bütün ayrıntılara dönülürse Alaçatı inanın daha çok kazanacaktır.
Ve elbette Alaçatı’yı sevenler daha mutlu olacaktır.
Öze dönelim.
Hem de vakit kaybetmeden, hem de bu yaz…
Alaçatı’nın öze dönmesine gerçekten ihtiyaç var
Fabrika ayarlarına geri
dönmek Alaçatı’ya iyi gelecek
EMİNİM Çeşme’nin yeni belediye başkanı Lal Denizli bu mottoyu boşuna seçmedi. Öze dönmek; güzel bir kavram…
Fabrika ayarlarına dönmek gibi…
Çeşme, Bodrum, Antalya Türkiye’nin turizmdeki en önemli markaları…
Buralarda yerel yöneticilik yapmak daha zor olabilir.
Çünkü herkesin ilgi gösterdiği, turizmin kalbinin attığı adresler…
Ama şundan emin olun.
Biz bu markaları koruyamazsak Türk turizmi büyük yara alır.
Çeşme, Alaçatı Lal Denizli’nin dediği gibi özüne dönmeli.
Denizli bu yaz, göreve geldiği ilk yıl kafasındaki manifestoyu mutlaka hayata geçirmeli.
Medya olarak bu fikri destekliyorum.
Fabrika ayarlarına geri dönmek Alaçatı’ya iyi gelecek.
Barselona Alaçatı gibi
yerler için doğru model
GEÇENLERDE Barselona’daydım.
Barselona dünya turizminde son 30 yılda öne çıkmış en önemli şehirlerden biri…
Haklı bir üne sahip Barselona’ya her yıl milyonlarca insan geliyor ve kent 12 ay turizmi yaşıyor.
Ama şunu söylemeliyim.
Böylesine bir turizm şehrinde bile çok önemli kurallar var.
Örneğin Barselona’da gece 12’den sonra restoranların, kafelerin dışardaki masalarına oturamıyorsunuz.
Restoranlar 23.00’ten sonra dışarıya servisi kesiyorlar.
24’ten sonra da oturamıyorsunuz.
Ama mekanlar sabaha kadar açık, isteyen içeriye geçiyor ve sohbetine devam ediyor.
Müziği ayarında açanlar da var, hareketli müzik yapanlar da…
Ama sokağa taşan müzik asla yok.
Bu kuralları çiğneyenlere, uygulamayanlara ağır cezalar veriliyor.
Yasaklara uyulmaması halinde de mekanlar bir daha açılmamak üzere kapatılıyor.
Ki herkes uyuyor.
Çünkü kimse Barselona’nın bozulmasını, turizm değerinin düşmesini istemiyor.
Yani kimse yüksek sesle gecenin bir vakti konuşmuyor, bağırıp çağırmıyor, sonuna kadar müziği açmıyor.
Otellerinde kalanlara, evi olanlara “Bize ne; yaz, tatil, sadece iki ay iş yapıyoruz. İstemeyen gelmesin” demiyor.
Kurallar işliyor.
Çünkü kuralları uygulayanlar bunu bilerek, severek, inanarak yapıyorlar.
Doğrusu da bu…
Alaçatı’ya, Bodrum’a örnek gösteriyorum.
Sokağa taşan müziğe izin vermeyin
ÇEŞME Belediye Başkanı Lal Denizli; genç ve kadın duruşuyla eminim ilçenin turizm değerini artıracak adımlar atacak.
Hatırlatayım.
Ses kontrolüyle ilgili yetki artık Çeşme Belediyesi’nde…
Sokağa taşan müziğe, belli bir saatten sonra yüksek sesle müziğe devam eden işletmeler mutlaka denetlenmeli.
Evlerini günlük kiraya verenlerle ilgili özel bir yasa yapıldı.
Son yıllarda özellikle Alaçatı’da bu evleri kiralayanlar sitelerin, Alaçatı’nın ruhunu bozacak eylemler yapmaya başladı.
Bu da ilçenin ahengini bozdu, otellere büyük haksızlık olmaya başladı.
Lal Denizli’nin bütün bu ayrıntıların peşinden gideceğinden eminim.